pizza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pizza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Kasım 2017 Çarşamba

LA FAMIGLIA PİZZA MAKARNA


Yepyeni bir restoran açılmış Ümitköy’de. Açık mutfakta taş fırında pişen pizzaların mis gibi kokusu karşılıyor sizi. Zaten ortam ev sıcaklığında. Famiglia, İtalyanca’da aile demek. Burayı da aile içtenliğinde, güler yüzlü insanlar açmışlar. Mutfakta ise Tevfik şef var.

Mekan iki katlı. Giriş katının yanı sıra şirin bir bahçe ve bir de üst kat var. Özel toplantılar, buluşmalar için de ideal burası.

Zeytinyağı ve zeytinleri Balıkesir ve Aydın’dan temin ediyorlar. Hamburger ekmeği de dahil olmak üzere ekmeklerini kendileri yapıyorlar. Kastamonu’dan gelen siyez unu kullanılıyor. Pizzalarda da öyle…

Ben neler tattım bakalım…
Fettuccine Alfredo, al dente (kısa süre haşlama) pişirilmiş. Aşırı kremaya boğulmamış. Bir de damakta kalan çok hoş bir aroma var ki, o da şefin sosu ve sırrıymış.  La famiglia sos diyorlar buna.

Ben bu linguinette (yassı spagetti) yi çok severim. Ama böylesini hiç yememiştim. Acı-tatlı barbunyalı yapmışlar. Bir kere makarna incecik, hafif, yumuşacık… Rahatsız etmeyen ayarında bir acı ve barbunyalı bir sos. Sosta ayrıca fesleğen ve bal da var. Tek kelimeyle bayıldım.

Az ekşili limonlu linguini de farklı tatlar peşinde koşanları mest edecek türden. Tagliatelle kullanmışlar. Krema, limon, muskat, baharatlar ve yine o sır olan sos… Ben çok tuttum bu lezzeti de. Ekşiyi birazcık daha artırabilirler bile. Ya da Tevfik Şef’e de dediğim gibi, üzerine azıcık limon kabuğu rendesi (ince tarafıyla) bile yakışır.

Masaya uzaktan süzülerek gelen tabaktaki yeşil  yemek , pesto soslu muhteşem bir ravioliymiş meğer. Ama onlar pesto sosu ıspanakla yapıyorlar. Fesleğen yine var tabi. Bu sos, dört peynirli ravioliye çok yakışmış. Pişme ayarı da yine gayet iyi. Tüm makarnalar el yapımı bu arada.

Gelelim pizzalara. Bunca şeyin üstüne pizzaya çok az bir yerim kaldığı için bir pizzada 3 ayrı çeşidi denedim. Kavurmalı, dört peynirli ve karışık (pastırma, sucuk, yeşil-kırmızı biber…). Öncelikle hamuru çok beğendim. Hem lezzetli hem hafif…  Bir de incecik tabi. Bu hamurun kıvamına ulaşmak Tevfik Şef’in pek çok denemesinden sonra olmuş. Hamuru kendine göre özel bir formülle hazırlıyor. İçinde irmik de var. Üzerindeki mozzarellanın altına iki çeşit peynirden oluşan başka bir zemin yapıyor. Üstteki malzemelerinse hepsi  özenle seçilip alınmış belli ki. Karışık pizzadaki pastırma nefisti mesela.

Kavurmalının ağır geleceğinden korkmuştum ama hiç öyle olmadı. Et lezzetli, yağı da fazla kaçmamıştı. Dört peynirli de güzeldi. Mozzarella, rokfor, cheddar ve parmesan var. Rokfor bana fazla geldi ama bu peyniri sevenler için tatminkar bir oran bence. Dört peynirliye adaçayı da çok yakışıyor ayrıca. Makarna ve pizzada çeşit çok. Diğerlerini de siz deneyin artık:)

Tiramusu, sufle ve creme brulee arasından favori tatlım olan sonuncusunu seçtim. Sade, karamelli, kahveli ve böğürtlenli çeşitleri var. Lezzeti harika, üst çıtır kısım biraz daha ince bir tabaka olabilir. Haliyle alt kısmın koyu kıvamı da biraz azalabilir.

Menüde çorbalar da var. Közlenmiş biber, domates, soğan ve tarhana çorbaları… Baget sandviçler, salatalar da tabi. Aperatiflerdeki mozzarella stick de kendi yapımları. Bir de corn dog var. Mısır unlu ballı özel bir karışımla kızartılan sosisler bunlar. İtalyan peynir tabağı ise ev yapımı ayva reçeli ile geliyor. Küp parmesanlı misket köfte  (polpettini) de ilginç olabilir. Güveçte tereyağında karides ve mantar da yapıyorlar.

Tevfik İşbilen tecrübeli ve yaratıcı bir şef. İşine saygı duyuyor ve en iyiyi bulana kadar denemekten yorulmuyor.

Nefis bitki çayları, İtalya ve Kenya’dan kahveler, acılı Meksika sıcak çikolatası gibi farklı sıcak içecekler de var.

Kahvaltıları da atlamayayım. Hafta içine ve hafta sonuna özel kahvaltılar, diyet kahvaltı ya da İtalyan kahvaltı gibi seçenekler mevcut. Gözde hanım kendisi bir granola hazırlıyor ki içinde yok yok: Tarçın, yer fıstığı, elma, portakal, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, kaju, chia, Hindistan cevizi, muz, kuru üzüm, hurma, fındık… Bunu yedikten sonra güne bomba gibi başlanacağı kesin. 

Fiyatlar makul. 

La Famiglia bana İtalya’nın ara sokaklarındaki restoranları anımsattı. İçeri girdiğinizde evinizde gibi hissettiğiniz, yemeklerinse unutulmaz olduğu restoranlar.  Bazen ne kadar iyi malzeme, ne kadar ustalık katarsanız katın bir şey eksik kalır: Sevgi…  La Famiglia’da bu fazlasıyla mevcut…


Mutlukent Mahallesi
1950.sok. No:9 Ümitköy/Ankara

0312 235 00 38

27 Ekim 2017 Cuma

ROSSETTI

GERÇEK İTALYAN: ROSSETTI

Oldum olası İtalyan mutfağını sevmişimdir. Pişirme usullerini, sebze seçimlerini, etleri, peynirleri, mantarları, bunların kullanılış biçimlerini… Bu mutfağın ismi geçince genel olarak akla pizza ve makarna gelir. Oysa ki durum bundan çok daha fazlasıdır.

Rossetti, işte o çok daha fazlasını bulabileceğiniz nadir restoranlardan biri. Panora AVM (Ankara)’nin giriş katında, ön cephede… 15 Eylül 2017’de açılmış.  Kendine has bir zarafeti var ortamın. İç kısımdaki mermer masaya bayılacaksınız bu arada.

Rossetti, mekanın sahibi Selbin hanımın soyadı. Eşi İtalyan. Uzun yıllar Roma’da yaşamışlar. Selbin hanım o zamanlarda dahi tempolu iş hayatına rağmen mutfağa ve yemek yapmaya, farklı lezzetler denemeye hep vakit bulmuş. Zaten menüyü kendisi oluşturmuş. Yoğun zamanlarda ya da özel bir istek olduğunda burada da mutfağa girip yaptığı oluyormuş. 

Mutfakta iki şef, bir de pasta ustası çalışıyor. Rossetti’nin işletme müdürü ise yıllardır tanıdığım, işinde tecrübeli ve başarılı bir isim: Mehmet Akın. Her zaman zarif, sakin ve çözüm odaklı bir yönetici olarak takdir etmişimdir kendisini. Salon Şefi Onur bey de tecrübesi ve güler yüzüyle görevinin başında…

Menü çok güzel hazırlanmış. Fazlasıyla çeşit var ama öz bir menü aslında. Hem klasiklere hem yöresel tatlara yer verilmiş. Malzemeleri özenle seçiyorlar. Zeytinyağı Ayvalık’tan, Burrata peyniri manda sütünden özel üretimle Afyon’dan, risotto pirinci İtalya’dan, kuşkonmaz Eskişehir’den… Etler Balıkesir ya da Namet’ten… Lazanya, ravioli… vb. hamur işleriniyse kendileri günlük olarak yapıyorlar.

Ben neler tattım ona bakalım şimdi. Öncelikle kuşkonmaz çorbası… Sunumu da, kıvamı da, lezzeti de yerindeydi. Alternatif olarak sebze çorbası olan minestorone da alabilirsiniz.

Carpaccio Di Polipo, ahtapottan olan. Kendileri yapıyorlar. 
Uzun zamandır yediğim en iyi carpaccio diyebilirim. Zeytinyağı ve limon sosun miktarını da iyi ayarlamışlar. Dana carpaccio da var tabi…

Linguine Al Frutti Di Mare, makarna çeşitleri içinde… Deniz mahsullü yassı spagetti. Baştan söyleyeyim acı domates sos var içinde. Ama abartılı bir acı değil. Kiraz domates, kalamar, midye, karides ve maydanozla hazırlanıyor. Deniz ürünlü makarna ve pizzaları pek tercih etmeyen biri olarak ben çok sevdim.

Ve Rosetti’de bence efsane olacak bir ana yemek… Tagliata Di Manzo. Dana kontrfilenin mühürlenerek pişirilmesi, ama nasıl bir pişirmedir o, etin lezzeti, tam ayarında inceliği, üzerindeki parmesan dilimleri ve roka. Böyle yalın bir tabakta, ciddi bir lezzet şöleni bence. Porsiyon olarak da çok yeterli.

Menüde, İtalyan dondurması gelatoyu da sayarsak 7 çeşit tatlı var. Tam bir klasik olan tiramusu, savayer bisküvi ve tabi ki mascarpone ile hazırlanmış. İnanılmaz hafif, aroması çok dengeli… Ayrıca bir de çikolata sos geliyor yanında. Sunumlar harika demiş miydim? Bir dahaki gidişimde Mont Blanc adındaki tatlıyı deneyeceğim. Kestane, beze, krema ve bitter çikolata ile yapılıyor.

Menünün geri kalanını detaylıca yazmıyorum. Çünkü gidip bizzat keşfetmesseniz yavan kalacak bu anlatım.

Yakında kahvaltıya başlayacakları bilgisini de aldım bu arada. Muhtemelen başlamıştır da…

Gerçek bir İtalyan restoranı açmak zordur. Bizler açısından da bulmak zor… Tarifler elinizin altında olsa da doğru malzeme, doğru ayarda kullanılmazsa, doğru şekilde pişirilmezse o en üst lezzet noktasına ulaşılmaz. Rossetti işin sırrını çözmüş bence.

Ankara, üst seviye damak tadı için nefis bir yer kazandı bence…

GURME RAKUN DER Kİ🌞🌞🌞🌞🌞


Hizmet Saatleri: 10.00-01.00
Fiyat Aralığı: ££££
0312 492 10 10
Panora AVM Giriş Kat Ön Cephe
Oran Mahallesi Kudüs Cd. 182/68

Çankaya/Ankara

26 Ekim 2016 Çarşamba

PİZZA CRAFT


Kimse, pizza yemenin verdiği müthiş keyfi inkar edemez. Ve pizza, sanılanın aksine zararlı falan değildir. Doğru şekilde hazırlandığı sürece…

Napoli’de ilk kez 250 yıl önce yapılmaya başlanan pizzanın o günlerden bugünlere, dünya mutfak tarihi içerisindeki yolculuğu çeşitlenerek sürdü. Ama gerçek İtalyan pizzasının yerini hiçbiri tutamadı. Hamuru özel bir un ve doğru bir maya oranıyla hazırlanıp yoğrulan, elde şekillendirilen, üstüne en doğal ve lezzetli malzemelerin konmasıyla odun ateşinde (ve taş zeminde) pişirilen bu incecik pizzalar her zaman favorimdir. İşte bu pizzadan da kimseye zarar gelmez.

Ve böyle pizzaları her yer yapamıyor maalesef. Amerikan kökenli fastfood pizzacıları hala tercih ediyorsanız, İtalyan pizzasını ya tatmamış ya da tadıp anlamamışsınız demektir. Pizza Craft yeni bir mekan. Yeni ama iddialı. İddiası, yukarıda saydığım gerçek pizzadaki tüm kriterleri yerine getiriyor olmasında.

Öncelikle Pizza Craft, hamurun fermantasyon sürecinde sabır göstermeyi tercih ediyor. İşin temeli burada çünkü. Katkı maddeli bir hamur kesinlikle kullanılmıyor. Doğal olan ekşi maya ile hazırlanıyor. Böyle olunca da hazırlanan hamur en fazla iki gün dayanıyor. Sonuç, fark atacak türden. En güzeli de yedikten sonra şişkinlik yaratmayan bir hamur bu. İncecik açıp, elle şekillendiriyorlar. Birçok farklı içerikte pizzaları var. Ama bir pizza üzerinde ekstra malzemelere de çok yer vermiyorlar. Zaten pizzadaki püf noktalarından biri de bu. Malzeme ne kadar çeşitli olursa hamurun üzerindeki baskı o kadar artar ve o çıtırlık ortadan kalkar. Mümkünse en fazla üç çeşit malzemeyi dozunda ve yayarak kullanmak en iyisi. Bu malzemelerin de en iyisini seçiyorlar. Etler ve şarküteri ürünleri %100 dana eti. Diğer kullanılan tüm malzemeler de yine özenle seçilmiş. Zeminde kullanılan domates sosunu da kendi özel tarifleriyle hazırlıyorlar. Sonunda pizza, 250 derecede, odun ateşi ve taş üzerinde pişiriliyor.
Peynirli pizzalardan Dört Peynirli’yi denedim. Mozzarella, rokfor, beyaz peynir ve parmesan kullanmışlar. Gayet ayarında, lezzetli olmuş. Kırmızı etlilerden Craft Pizza, özel soslu kıyma, cherry domates, yeşil biberle hazırlanmış. Türk damak tadına da uyabilecek türden. Ben beğendim. Bonfile dilimlide sote bonfile, sote soğan ve yine cherry var. Üzerine hafif serpiştirilen ceviz ete çok yakışmış. Kaburgalıda ise, füme kaburga et kullanıyorlar. Bu da yalın ama zengin bir tat olmuş. Bazen geç kahvaltılarda pizza yediğim olmuştur. İşte öyle zamanlarda deneyebileceğiniz bir spesiyal bence Türk Tadı. Pastırma, ceviz ve sucuk yumurta var içinde.
Pizzacıların menülerinde uzun zamandır tavuklu pizzalar var. Ama ben pek ısınamadım pizzada tavuk fikrine. Sevenleri eminim çoktur. Onlar için de üç çeşit tavuklu pizza var menüde. Ve tabi sosis, sucuk, salam içerikleriyle hazırlanan pizzalar da yerini almış. Deniz ürününden vazgeçmem derseniz nefis iki alternatif var. Deniz Kızı; kalamar, jumbo karides, midye ve ton balığı üzerine pesto sosla yapılıyor. Yani içinde yok yok. Bir de Ton Balıklı var tabi… Onda da pesto sos kullanmışlar. Ayrıca soğan ve ceviz. Yakışan bir kombinasyon. Etle, balıkla işim yok diyorsanız, Vejeteryan Pizza, ya da ıspanak ve beyaz peynirli Florentin, ya daa kızarmış patlıcanlı ve beyaz peynirli Ege Sefası da uygun olabilir. Pizzanın vazgeçilmezi fesleğen de uygun çeşitler üstünde mutlaka kullanılmış. 

‘Calzone’ler de mevcut tabi. Ben bu yönteme pek sıcak bakmamışımdır. Çünkü bu tip kapalı pizzalarda içinin biraz hamur ya da ıslak kalma riski olabiliyor. İşte bu yüzden Pizza Craft’ın mutfağında Calzone başka bir usulle de yapılıyor. Hatta adını O La La koymuşlar. Malzemelerin içine konduğu pizza hamuru, büyük ve genişçe bir halka halinde sarılıyor. Üzerine atılan hafif kesikler hava almasını sağlıyor. Böylece içi de dışı da güzel pişiyor. Görüntü de harika.
Bu arada pizzaların üç boyutu var. 24-30 ve 40 cm. Masaya gelen orta boy pizzayı başta büyük zannettiğimi de ekleyeyim.
Çocukları da unutmamışlar; kalp, balık, araba, gemi, kardan adam gibi şekillerde pizzalar yapılıyor. Daha bir keyifle yesinler diye.
Menüde atıştırmacalıklar, salatalar, baget sandviçler de mevcut. Mutfakları ve fırınları hemen gözünüzün önünde… Kırmızı örtüleriyle, kulağınıza çalınan İtalyan müzikleriyle sıcak bir ortam. Sabah 10.30 da başlayıp, akşam 22.00 ye kadar hizmet veriyorlar. Geniş bir alanda paket servisleri de var. Fiyatları da böyle bir pizza kalitesi için oldukça makul. Kendilerini sürekli geliştiriyor olmaları, yeni sürprizlerle karşımıza çıkacaklarını gösteriyor.
Yiyen için mutluluk, yapan için bir sanattır pizza. Pizza Craft bu sanatı yakalamış bence…

Adres: R. Tagore Cad. Eski 4. Cad.)
No: 51/11 Yıldız/Çankaya-ANKARA

Alo Paket: 312 441 41 03