Uğur Sertoğlu’nun
özenle hazırladığı içkiler ve sunumlarsa ayrıca harika. Daha önce hiçbir yerde
tatmadığım lezzette içecekler denedim burada. Hele bir de ‘ince belde hazz’ var
ki, içeriğini ve yapılışını yazının sonunda okuduğunuzda Alaçatı’ya doğru bir
yolculuk yaptırır size…
Ama tüm bunların
en başında bir kadının hayali var aslında…
90’ların sonunda,
Ege'nin incisi İzmir'in ünlü sayfiye yeri Çeşme’nin yanı başında bir zamanlar Rumlardan
kalan bir köyde, 'Alaçatı'da başlıyor hikâye…
Sonrasında
Amerika’da yapılan sahne tasarımı yüksek lisansının mekânın tasarımına yapacağı
teatral etkisi ve Alaçatı'yı ilk keşfedenlerden olmanın heyecanı birleşir. Taş
evini yapma fikri nihayet gerçeklerle buluşur.
Yıl 1999…
Önce işe bir
arsa aramakla başlar… Alaçatı'da mahalle
sakinlerinin araçlarını park ettikleri, bir zamanlar hem ahır hem ev olarak
kullanılan, bir köşesinde tek odası ayakta kalmış, içinde hâlâ bir atın tutulduğu
o arsa çıkar karşısına. Tutkusuna, yüzyılların yaşanmışlığının izleri de
eklenir. Aradığını bulmuştur…
Bugün mutlaka
görülmeye değer, tamamıyla özgün ve kendi içinde eksiksiz bir bütün olacak
mimari proje çalışması böylece başlar. Önce planlar çizilir, sonra eski taş evlerden çıkma taşlar, ahşaplar
ve kiremitler bulunur. Her bir taşın tek tek taraklandığı, yüzeyde derzin hiç kullanılmadığı
ve böylece inşaatın tamamlandığı günde dahi yüzyıllık hissi veren, taş
örgüsüyle de biricik bir ev çıkar ortaya.
İki yıl süren, inanılmaz işçiliklerin, zanaatın, sanatın ve sebatın
sergilendiği gerçek bir taş ev… Taşın ahşapla uyumu, ham demir işçiliğiyle
taçlanır. Üzerine, tasarımcısının çok yönlü birikimlerinin yansımaları da
eklenir.
Evin
duvarlarının kalınlığı 50 cm… Avluya bakan bir iç cumba, ev içerisinde üç adet
galeri, Alaçatı serini için bir teras, yine avluda bir yüzme havuzu, ev
sahibesinin kendi odasındaki galeriden inilen hamamında tek parça mermerden
oyulmuş jakuzi, salonunda serin akşamlar için devasa bir şömine bulunuyor. İlk tasarlandığı zamandaki rustik kuzineli
mutfak korunurken modern bir barın bütün bileşenlerine sahip bir de bar
eklenmiş.
En sonunda her
köşesindeki farklı objesi, özgün mimarisi ile nefes kesen, gelen herkesin evin enerjisiyle
sarıp sarmalandığı, girdikten sonra ayrılmak
istemeyeceğiniz bambaşka bir ev ortaya
çıkmış.
20 yıla
yakın bir geçmişi olan, ev sahibesinin evin tasarımcısı da olduğu bu taş ev artık
kapılarını kendi konukları gibi gördüğü yeni müdavimlerine açıyor. Hazz Alaçatı, farklı bir yaklaşım ile içinde şu
an yaşanılan bir mekan olma özelliği de taşıyor.
Hazz Alaçatı, Temmuz 2018 itibarı ile 'iyi müzik, üst segment içecekler, kusursuz
servis' mottosu altında şık bir bar ve lounge olarak hizmet vermeye
başladı. Bossa Nova, Jazz, Oldies Lounge müzikleri eşliğinde Reserve Single
Malt Whisky çeşitleri, Küba puroları, seçkin şaraplardan oluşan kavı, iyi
harman kahveleri ve zarif sunumları ile yeni konuklarına sakin, rafine bir hizmet
sunmayı vadediyor…
İçinde taze
zencefil, kuru incir dilimleri, kuru dut, çubuk tarçın, karanfil, karamel,
zencefil gazozu ve single malt whisky var. İlk bir hafta normal ısıda
demleniyor daha sonraki bir hafta -16 derecede deepfreeze de demlenip içime
hazır hale geliyor. Sunumu yine freeze edilmiş ince belli kristal klasik Türk
çay bardağında yapılıyor.
Bu arada ufak bir not: Dünyadaki en
ideal viski bardağının çay bardağı olduğuna karar verilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder