12 Nisan 2017 Çarşamba

KASTAMONU’NUN MUAZZAM MUTFAĞI


İlk duyduğumda bir yanlışlık olduğunu düşünmüştüm. Sonradan araştırdım ki gerçekten de Kastamonu mutfağında 812 çeşit yemek varmış. Bazı ülkelerin mutfağında neredeyse toplamda bu kadar yemek varken, cidden şaşırtıcı ve gurur verici bir sayı bu. 
Evet bazıları Anadolu mutfağının içinde de bilinen yemekler. Ama 500 tanesi tamamen Kastamonu’ya özgü.

Binlerce yıllık bir kültür yatmakta şehirde. Haliyle bu miras, mutfağa da yansımış. Komşu illeri olan Sinop, Çorum, Çankırı, Karabük ve Bartın ile etkileşimi yemeklerde karma ama özgün tatlar da doğmasına sebep olmuş.

Yörede yetişen ve lezzetiyle ön plana çıkan ürünler de var. Kastamonu elması, üryani eriği, Tosya üzümü, İnebolu kestanesi, kirazı, Azdavay armudu, Araç ceviz ve kızılcığı, Taşköprü eriği, sarımsağı ve keten-keneviri, Tosya pirinci gibi endemik ürünler mutfağa girdiklerinde başka yerlerde yakalayamayacağınız tatlara dönüşüyor. Elmadan nefis bir pekmez yaptıklarını da eklemeden geçmeyeyim.

Bu arada önemli bir detay, Kastamonu’nun şekerciliğin yayılış noktalarından biri olması… Lokumları, cezeryeleri, ezmeleri, pişmaniyeleri ve helvalarıyla dünyaca ünlü Hacı Bekir Şekercisi’nin Kastamonu’nun Araç ilçesinden çıkmasına şaşmamalı. Üstelik de 1777 yılında… Bu özelliğiyle Türkiye’nin halen faaliyette olan en eski özel kuruluşu. Şu yandaki acı badem ezmelerini ne çok severdim çocukken...

Yemeklere dönecek olursak, Oğmaç Çorbası, Kiren Tarhanası, Sütlü Sarma, Ekşili Siyez Bulgur Pilav, Banduma, Köle Hamuru, Biryan Kebabı, Simit Tiridi ve daha niceleri… Herhalde hepsini tatmak için Kastamonu’da bir ay kadar bulunmak gerekebilir…

Tirit, Anadolu’da yüzyıllardır yapılan bir yemek pişirme usulüdür aslında. Et/kemik suyuna döşenen ekmek yatağının üzerine dilediğiniz malzemeyle çeşitlemeler yapabilirsiniz. Bu et/kemik suyu, lezzeti bir yana şifa niyetine içilmesi gereken bir malzemedir. Bir yemeğe bu temeli atarak başladığınızda hem leziz hem de sağlıklı olması kaçınılmazdır.

İşte bu usule trit adı verilmiş, hatta ‘’tiridine tiridine bandım’’ diyerek bir Kastamanonu türküsü bile yapılmış. Dediğim gibi pek çok çeşidi var. Ama bu yöreyle anılanı ‘Simit Tiridi’… Peki nasıl yapılıyor? Kastamonu’nun yine kendine özgü bir simidi var. Bu simitte böreklik un kullanılıyor.  Mayalanıp, yoğrulduktan sonra simit şekli veriliyor. Biraz dinlenen hamur, elma pekmezli suda haşlanıyor. Sonra da fırına… İşte bu simitler küçük parçalar halinde doğranıp tabağa konuluyor. Üzerine kaynamış kemik suyu, onun üzerine sarımsaklı yoğurt ve uzun süre yavaş yavaş kavrulmuş kıyma dökülüp, son olarak da kızarmış tereyağı ekleniyor. Bu gerçekten harika bir yemek. Ancak Kastamonu simidini başka şehirlerde bulmak kolay değil. O yüzden siz bunu, susamsız yöresel simitlerle, köy ekmekleriyle ya da günlük tükettiğiniz tam buğday, çavdar… gibi ekmekleri ya kurutup veya kızartarak yapabilirsiniz. Kıyma yerine et de kullanabilirsiniz.


Ama yolu bir şekilde Kastamonu’ya düşürüp, tüm bunları yerinde yemek en iyisi herhalde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder