BAŞKENTTE AVRUPA ESİNTİSİ: SONNO BOUTIQUE ROOMS & SUITES
Ankara’nın en eski ve en gözde caddelerinden biri olan Tunus
Caddesi’ndeki Sonno Butik Otel’deyim bu defa… Otelin mimarisi, İtalyan precast süslemeleri,
orijinal yeşil rengi, Fransız stili balkonları öyle güzel ki, caddeye apayrı
bir hava katıyor. Roma’da ya da Paris’te bir binanın önünde olduğunuzu
düşünüyorsunuz…
‘Sonno’, İtalyanca’da ‘uyku’ demekmiş. Bu bina bana her zaman huzur
vermiştir zaten…
Konumu itibariyle ise huzurunuza bir de renk ve canlılık katıyorsunuz. Daha ne olsun?
Otelin Genel Müdürü Güray Uzunokyay ile hem otele, hem otel bünyesinde
yer alan Ot Kafe’ye, hem de sektöre dair konuştuk biraz.
Sonno bir Butik Otel…
Neden butik oteller daha çok seviliyor sizce?
Çünkü insanlar standart şeylerden sıkılıyorlar artık. 5
yıldızlı otel konsepti bile çok cazip gelmiyor. Buranın sıcaklığı ve
özgünlüğünü seviyor misafirlerimiz. Tabi ki bire bir ilgi de çok fark edici bir
unsur.
Kaç yılında kuruldu
Sonno? Biraz anlatır mısınız otelin geçmişini ve konseptini?
2012’de… Daha öncesinde 40 yıllık bir apartmandı burası. Biz
aldıktan sonra özel olarak restore edildi. İtalyan tarzında precast mimari
süslemeler yapıldı. Tamamıyla bir kadın mimarın eseri oldu burası. Standart, Jr.
Suit ve Suit olmak üzere üç ayrı oda tipimiz var. Toplamda da 30 oda. Ankara’nın
ilk konsept oteli aynı zamanda. İlk
açıldığında girişte Ot Kafe yerine Gaga Manjero vardı. Onlar işleri zamanla
büyütüp başka bir yere taşındılar. Sonra şu an gördüğünüz ‘Ot’ markasını
getirdik. Selanik Caddesi’ndeki şube bizden 10 gün önce açıldı ama aslında ilk
pilot bölge burası.
Franchise yani?
Evet. Türkiye genelinde 15 şubeleri var. Ankara’da ise 5
tane. Kızılay’da bulvarda bulunan şube ile buranın sahipleri aynı.
Kahvaltılarınızın çok
güzel olduğunu hatırlıyorum.
Teşekkürler. Evet, standart bir kahvaltı değil çünkü. Daha
da geliştirdik. Çünkü insanlar hep aynı şeyleri yemekten de sıkılıyorlar. Bu
kahvaltı olsa bile… O yüzden alternatif menüler de oluşturduk. Mesela menümüzde
Organize Sanayi Tostu adında çok sevilen bir ürünümüz var. Ekmeğin üstüne kaşar
ve sucuk, onun üstüne de yumurta kırıp hazırlanır. Ya da farklı tostlar ve
sandviç çeşitleri de var. Hepsi kahvaltıya alternatif. Kahvaltı yapmak
istemeyen misafirimiz ekstra bir ücret ödemeden menüden böyle bir seçim
yapabilir. Zaten tabaklarımız çok doyurucu. Öğle yemeği yemenize bile gerek
kalmıyor bazen.
Ot Kafe’nin
hareketliliği nasıl?
Eski halinin de önüne geçtik diyebilirim. Zaten caddede bile
Ot açıldıktan sonra hareket arttı. Gözde bir mekan. Şu da var ki, dilediğiniz
saatte gelin, özellikle kadın misafirlerimiz için söylüyorum, rahatlıkla tek
başınıza da oturabilirsiniz burada. Masalarımız bu denli yakın görünse de
birbirine, kimsenin kimseden bir rahatsızlık yaşaması söz konusu değil. Personelimiz
ufak ayarlamalarla masa ve oturma düzenlerini çok iyi yönetirler. Güvenle
oturup, rahat edeceğiniz bir ortam burası.
Biraz da sizi
tanıyalım…
1994 yılında başladım sektöre. Liseyi bitirince stajımı eski
Stad Otel’inde yaptım. Şimdiki Radisson Blu Hotel. Stajım 1995 te bitince,
oradaki müdürüm çok sevmişti beni ve sen kal dedi. İşte öyle başladım, ta ki kapanana
yani 2000’in sonuna kadar… Zaten o tarihte Ankara Oteli, Çelik Palas, Tarabya,
Maçka hepsi devredildi. Emek İnşaat’a bağlıydı bunlar. %49 Emekli Sandığı, %50
Kızılay, %1 de şahıs hissesiydi. Biz dolaylı olarak devlete bağlıydık. Komple
devredildi bu oteller. En güzel turizm yılları da o zamanlardı bu arada.
Otelcilik yapıyorduk gerçekten. Sonra askere gidip geldim. 2002 yılında
askerden dönünce Class Otel’de çalıştım. 2004’te ise okumadığım üniversiteyi
okudum. Özel sektöre geçince bunun gerekliliğini fark ettim. Kültür
Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. 2008’de bitti. 1 sene
Sultanahmet’te bir butik otelde çalıştım. Sonra Ankara’ya döndüm. Aktif
Metropolitan Otel’de Satış Müdürü olarak 1 yıla yakın süre görev yaptım. Turizm
Haber Merkezi’nin kurucusu Volkan Öztürk’le de orada beraber çalıştık. Sonra
Ali Akman’a bağlı otellerin Genel Koordinatörlüğünü yaptım. Hotel Samm’in
açılışını yaptım bu arada… 3.5 sene Ali Akman’ın yanında çalıştım. Balgat’taki
Dafne Otel’in Genel Müdürlüğü’nü yaptım. Sonra 2014’ün Temmuz ayında Sonno’ya
geldim. Ot Kafe’nin de mesul müdürüyüm aynı zamanda.
Kafe kısmının işleri
çok daha yoğundur eminim…
Evet. Hem de nasıl. Bambaşka bir dünya. O yüzden burada bir
mali müşavir, ayrıca depo ve costtan sorumlu ayrı çalışma arkadaşlarımız var.
Satın alması, işleyişi, yoğunluğu çok farklı otele göre. Bir de menümüz çok
zengin. Gece 02.00 ye kadar da açık bir mekan.
Peki Tunus Caddesi ve
civarının konaklama avantajları neler?
Burası Ankara’nın Nişantaşı bölgesi diyebiliriz. Çok
merkezi… Bakanlıklara, elçiliklere mesafesi çok yakın. Eğlence merkezinin en
güzel en canlı noktası… Onun da avantajlarını yaşıyoruz tabi. Eğlenmeyi seven
yaş ortalaması 35-40’lara varan bir misafir kitlemiz de var. Ağırlıklı olarak
şirketlerle, acentelerle ve organizasyon firmalarıyla çalışıyoruz. Genelde
İstanbul’dan geliyor misafirlerimiz. Tiyatro festivalleri ya da turneler için
gelen sanatçılar, oyuncular burayı tercih ediyor. Şirket çalışanları, özellikle
ilaç firmalarının çalışanları da çok kalıyor. Türkiye çapında otel genel
müdürleri, satış müdürleri de buluşma noktaları olarak bizi tercih ediyor.
Doluluk oranınız
nasıl?
%88 gibi bir doluluk oranına sahibiz. Şu sıkıntılı dönemler
olmasa %95 ‘i de görürdük aslında.
Özellikle geçen yıl
Ankara için çok zor bir yıl oldu. Yabancı misafirleri ağırlayamaz oldu başkent.
Sizde konaklayan bu profilde misafirler var mı?
Amerikan Elçiliği ve Sudan Elçiliği ile çok çalışıyoruz.
Tarım Bakanlığı’nın da yabancı misafirleri oluyor. Ama dürüst olmak gerekirse
biz otel olarak geçen yıl yaşananlardan çok etkilenmedik. Otelin doluluğu
anlamında söylüyorum. Hatta cirolarımızda evvelki seneye göre artış bile
sağladık. Çünkü Sonno’nun kemikleşmiş bir misafir kitlesi var. İyi hizmet ve
otelin yenilenmesine yatırım yapmak haliyle misafir memnuniyetini kalıcı
kılıyor. Bir de otelde en yeni elemanımız 2 senelik. Açıldığında beri çalışan
arkadaşlarımız var. Misafir onları, onlar misafiri tanıyor.
Bu çok hoş bir şey.
İşletmeye güven sağlıyor her şeyden önce.
Tabi… Misafirle ilgili detaylara daha hakimler. Bu yüzden
daha memnuniyet verici bir hizmet ortaya çıkıyor. Bu büyük avantaj…
Kaç kişi çalışıyor?
12 personel otelde, 32 personel de kafe kısmında olmak üzere
toplam 44 kişi…
Otelin tüm yeme içme
hizmetleri Ot Kafe’den karşılanıyor sanırım.
Evet. Her şey burada olup bitiyor.
Zaten Kafe yetersiz
bir tanımlama oluyor aslında. Burası çok çeşit içeren bir menüye sahip çünkü.
Peki otel içinde bir toplantı salonu var mı?
50 kişilik ufak bir salonumuz var. Buna uygun olan sayıdaki
toplantılarda kullanılıyor tabi ki…
Biraz da Ankara’dan
bahsedelim. Şehrin bir turizm potansiyeli var mı sizce?
Ankara’yı hareketli kılan şey, Bakanlıkların ve önemli
devlet kurumlarının burada olması. İş yapan herkesin yolu bir şekilde Ankara’ya
düşüyor. Onun dışında Ankara’nın nasıl bir yer olduğunu özellikle yurt dışında
bilen yok. Acentelerin buna yönelik bir tanıtımları yok. İlk Meclis burada
mesela. Ve daha bir çok şey. Ama kimse bunları tanıtmıyor. Çok güzel termal
otellerimiz var. Haymana ve Kızılcahamam’da… Yurtdışında bunlar tanıtılmış olsa
ne kadar turist çekeriz düşünsenize… Şu an buraya elçilikleri kanalıyla gelen
misafirler var sadece. Ankara’ya gezme amaçlı gelmiyorlar. Çünkü nereyi
gezeceklerini bilmiyorlar zaten. Ya da başka bir turizm merkezine giderken
dinlenmek amaçlı bir gece kalıp ayrılıyorlar. Bu arada şunu söyleyeyim, ben aslında
geçen sene değil bu senede düşüşler görüyorum. Anlık doluluklarla günü
kurtarıyoruz. Bu sene için tedirginim ben asıl. Halbuki memnuniyetsizlik de söz
konusu değil. Örneğin Boooking puanımız 8.5 ten 8.7 ye çıktı. Yorumlar da çok
iyi.
Sağlam bir tanıtım
politikası şart sonuçta… Geçen yıl Ankara’da 2. si yapılan Travel Expo Fuarı
hakkında yorumlarınızı da almak isterim…
Güzel bir başlangıç Ankara için. Tabi ki henüz bir EMITT ya da
Travel Turkey İzmir değil. Biraz zamana ihtiyacı var. Ama sonunda başarılı
olacağımıza inanıyorum. Bu arada güzel bir gelişme olarak nihayet yurtdışı
direkt uçuşlar başladı Ankara’ya. Çabaların sonuçları alınıyor.
Aslında temel sorun,
tam bir işbirliği ve dayanışma olmaması bence.
Evet. Mesela 5 yıldızlı oteller 4 yıldızlının fiyatını, 4’ler
3 yıldızlının fiyatını verir oldu. Hal böyle olunca işler karışıyor. Beraber
ortaya çıkardığımız bir fiyat politikası yok. Doluluk olunca fiyatları hep
birlikte artıramıyoruz. İstanbul bunun yönetimini çok iyi yapıyor.
ATİD (Anadolu Turizm
İşletmecileri Derneği) çalışmalarıyla bunu da sağlamaya çalışıyor gördüğüm
kadarıyla. Sizlerin kendi aranızda bir bütün olmanızı yani…
Evet. Derneğin çok başarılı çalışmaları var. Başkan Birol Akman
ciddi anlamda güzel çalışmalara imza atıyor. Ben de bunu görüp desteklediğim
için derneğin yönetiminde daha aktif bir rol almak istedim. Sponsorluklardan ve
işbirliklerinden sorumlu komisyonun başındayım. Başkanın çalışmalarını
gördükten sonra elimden geleni yapmak için yanında olmaya başladım. Ankara için
atılan her adım, her yatırım sadece bize değil tüm otelcilere geri dönecek.
Bizlerle beraber tedarikçiler de kazanacak. Haliyle Ankara ticareti etkilenecek
bu durumdan.
Deneyimli bir
turizmci olarak yeni gelenlere ne söylemek istersiniz?
Hedefleri, idealleri olsun. Çok kurumsal bir otelde çalışıp,
ilerleyip yurt dışına mı açılmak istiyorlar, yoksa bulundukları şehirde kalıp
kariyerlerini orada mı sürdürmek istiyorlar? Buna karar vermek çok önemli. Bir de
ideallerinin doğrultusunda giderken kimseyle değil sadece kendileriyle mücadele
etsinler.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum Güray bey.
Ben teşekkür ederim…
Adres: Tunus Caddesi No:52
Çankaya-Ankara
Telefon: 0 312 466 27 27
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder